Kanserle Beslenme

Meme kanseri: alkol, folik asit eksikliği ve aşır hareketsizlik en büyük etmenlerindendir. Folat içeriklerinden ötürü yeşil yapraklı sebzeler önemli bir yer kaplar. Çözünmez posa kanser riskini azaltır. Fitoöstrojenler koruyucudur

Özafagus kanserinin ilerlemesinde alkol, sigara, tütsülenmiş besinler, sıcak salamura etkilidir.

Saf CHO %5’i aşmamalıdır.

Pankreas ve kolon kanserinde şeker en büyük risktir. Doymuş yağ kolon kanserinde kullanılmaz. Çözünmez posa kanser riskini azaltır. Fitoöstrojenler koruyucudur.

Eğer birey kortizol kullanıyorsa diyabetik bir birey gibi davranılır.

*Elma lif ve pektin içeriği yüksek olduğu için oksidatif stresi azaltmada etkilidir. Özellikle kolon, akciğer, mesane kanserinde koruyucu etkiye sahiptir.

Mesane kanserinde sıvı alımı yüksek olmalıdır. Özellikle sarı ve turuncu meyveler tüketilmelidir.

*Kanser hastalarının sıvı tüketimi 2L üstüne çıkamaz.

*Hücre yapım ve onarımını desteklemek amaçlı protein miktarını arttırırız.

*Omega 3 içeriklerinden dolayı sardalya, uskumru, somon, rinpa balıkları tüketilmelidir.

* Kanser hastalarına fazla E vitamini verilirse inme riski artar.

*Sinbiyotik kullanımı kanserden korur

*Lahana, brokoli, turp, karnabahar kanser öncüsü hücreleri arttırır.

*Karatoneidlerden özellikle likopenden zengin besinler kanser tedavisinde önemli.  (Kırmızı sebze ve meyveler)

Kanser hastalarında oksidatif stres azalır bu yüzden antioksidan kullanımı çok önemlidir.

*Kronik inflamasyonu arttıran besinler asidik besinlerdir bu yüzden C vitamini kullanırken tedbirli davranırız.

*Apoptozu biraz daha bastırabilmek için günde sebze ve meyve tüketimi 5 porsiyonun altına düşmemelidir.

*Keten tohumu omega 3, lif ve lignan yönünden zengin olduğu için kanser tedavisinde önemli. Lignan içeriğinden ötürü hormon replasman tedavisinde kullanılabilir. Fakat günde 10 mg dan fazlasında oksitlenme özelliği vardır.

(Lignan besin kaynaklı östrojendir.)

*Konstipasyona eğilimleri olduğu için muz vermiyoruz.

*Soğan ve sarımsak anerik-sülfik içerdiği için immün sistemi güçlendirir. Karsinojen atımı artar.

(Soğan, sarımsak, karnabahar, pırasa gibi besinlerde aynı ailedendir.)

*Probiyotik kullanımı özellikle gastrointestinal kanserleri için çok önemli.

Kemoterapi Beslenme: Konstipasyon ve diyare görüldüğü için malnütrisyon riski yüksektir. Konstipasyonda protein-enerji-vitamin metabolizması bozulduğu için lenfosit sayısında azalma görülür.

Tat duyusunda azalma olur azar azar sıvı alımı ve protein-enerji içeriği yüksek küçük porsiyonlu besinler tüketilmeli.

Radyoterapi tedavisinde ıbs oluşumuna karşı kurubaklagiller, gaz yapıcı meyve ve sebzeler azaltılmalı

Enerji Alımı:

  • Doygunluk ve ağırlık kazanımı varsa: 30-40 kcal/kg/gün
  • Normametabolik durum: 25-30 kcal/kg/gün
  • Hipermetabolizma ve stres: 35 kcal/kg/ügn
  • Sepsis: 25-30 kcal/kg/gün
  • Obez: 21-25 kcal/kg/gün

Protein: İlk seviyede 1g/kg

İleri seviyede 1,5-2 g/kg

Yağ: Enerjinin %20-35’i yağdan gelmeli

CHO:  Enerjinin %45-65’i yağdan gelmeli

Sıvı: Günlük gereksinim 30-35 ml/kg

Enteral Beslenme Tedavisi:

  • Standart Ürünler: 1 ml’si 1 kcal olan ürünlerdir. Laktoz veya gluten içermez. Lif içeren ve içermeyen türleri vardır. Osmoloriteleri fizyolojik düzeye yakın.
  • Hiperkalorik: 1 ml’si 1.25-2.00 kcal yüksek enerjilidir. Sıvı kısıtlaması olan bireylere verilir.
  • Yüksek Proteinli: Artmış protein durumlarında verilir.
  • Diyabetik: Sükroz içermez, lif içeriği yüksek.
  • Lifli: GİS hastalıklarında kullanılır izokalorik, hiperkalorik olabilir.
  • Semielementer: Emilimi için safra ve pankreas salgıların az ihtiyaç vardır. Kısa bağırsak sendromu, yoğun bakım, protein emilim bozukluğu olan hastalara verilir.
  • İmmunnütrisyon: Kas yıkımının fazla olduğu durumlarda kullanılır. Arjinin, glutamin, Omega-3 içerir. Baş-boyun kanseri destekleyicisi.
  • Glutamin: Bağışıklı sistemi ve kas yapımında önemli.

Aralıklı infüzyon, bolus infüzyon ve sürekli infüzyon olarak 3 veriliş şekli vardır.

Muhakkak gece belli bir saatte beslenme kesilir hastanın rahat uyuması sağlanır.

Sürekli infüzyonda tüpün tıkanmaması için her 4-6 saatte tüp temizlenir. Aralıklı ve bolu infüzyonda ise her beslenme öncesi ve sonrası temizlenir.

  • 4 haftadan daha kısa bir beslenme olacaksa 2 yolla verilir; nazogastrik tüp ve nazoduedonal, nazojejunal.